11 Eylül 2007

Genç Mühendislere Sahip Çıkmak

Son dönemlerde üretim hatlarında görev yapan genç mühendislerle sık sık biraraya gelme fırsatı buluyorum. Bu fırsattan yararlanarak kariyer hedeflerini ve sorunlarını dinliyorum.
Genç mühendislerin önemli bir kısmı, orta gelirli ailelerin çoçukları. Başarılı bir öğrenim yaşamı geçirmişler. Bu mühendislerin çoğu için iş yaşamına girdikten sonra aynı başarıyı sürdürebildiklerini söylemek pek mümkün değil. Genç mühendisler fabrikalarda bazı ortak sorunlar yaşıyorlar, mutsuz oluyorlar ve bir an önce başka bir göreve geçmenin yollarını arıyorlar. Bu yüzdendir ki, üretimde çalışan mühendislerin önemli bir bölümü iki yılda bir değişiyor.
Öncelikle genç mühendisler, mavi yaka olarak nitelenen postabaşı ve operatörlerle ilişkilerini oturtmakta güçlük yaşıyorlar. Postabaşılara hitap ederken, onlardan birşey yapmalarını isterken, bir konuyu öğretmeye çalışırken ve hatalarını anlatmaya uğraşırken çok zorlanıyorlar.
Bu nedenle genç mühendisler ile postabaşıların görev ve rol paylaşımı bir türlü netleşemiyor. Bir yandan postabaşılar genç ve deneyimsiz gördükleri mühendisleri yönlendirmek isterken; diğer yandan mühendisler de postabaşılara karşı kendilerini kanıtlama çabası içersine giriyor. Bu süreç bazen mühendislerin sert çıkışları ve ilişkileri germesi yönünde gelişirken, bazen de tam tersi postabaşıların suyuna gitmek ve ipleri onların eline bırakmak yönünde gerçekleşiyor.
Postabaşılar da kendilerine ukalalık tasladıkları ve deneyimlerine saygı duymadıklarından dolayı mühendislerle sıkıntı yaşıyorlar. Onların gelip geçici olduğunu, bir iki yıla kalmadan başka göreve geçeceklerini düşünüyorlar ve bu yüzden durumu idare etmeye çalışıyorlar. Bilgi birikimlerini genç mühendislerle paylaşmakta pek de istekli davranmıyorlar.
Genç mühendisler postabaşılarla yaşadıkları sorunların benzerini bazen üretim müdürleri ile de yaşıyabiliyorlar. Üretim müdürleri, gelip geçici gördükleri genç mühendisleri tam olarak işin içine sokmadan, doğrudan postabaşı ile üretimi koordine etmeyi tercih edebiliyor. Tabii ki bu durum, genç mühendisler açısından hiç hoş karşılanmıyor ve bu durum karşı karşıya kalan mühendisler, kendilerini bir de yöneticilerine kanıtlama çabası içinde buluyorlar.
Genç mühendisler yalnızca insani ilişkilerde zorluk çekmiyorlar. Onların zorlandıkları bir diğer konu da şirket politika ve uygulamalarının arkasında durabilmek. Özellikle genç mühendislerden beklenen ancak onların çok fazla gerekliliğine inanmadıkları şirket politika ve uygulamalarını mavi yaka personelin karşısında savunmada sorun yaşıyorlar. Çoğu mühendis, savunma yerine bu politikaya katılmadığını ancak değiştirme yönünde de bir etkisi olmadığını vurgulayarak mavi yaka çalışanlara dert yanıyorlar.
Genç mühendisler bu zorluklarla boğuşurken, bir yandan da iş yaşamında kendilerini koruyacağını umut ettikleri kalın duvarları kafalarında örmeye başlıyorlar. Bu duvarlar mühendislerde, daha az güvenen, kuşkucu, bilgi paylaşmayan, çalışanların fikirlerine önem vermeyen, onları sürekli kontrol eden bir bakış açısı ortaya çıkmasına neden oluyor. Daha sonra bu bakış açısı, mühendislerin tüm iş kariyerlerinde davranışlarını şekillendiriyor ve ilerleyen kariyer basamaklarında despot yöneticiler olarak anılmalarına yol açıyor. Bu despot bakış açısının olumsuz sonuçlarını her iki tarafta çok net yaşıyor. Mühendisler zamanının önemli bir kısmını mavi yakalı çalışanları kontrol etmeye ayırıp geliştirme ve iyileştirme gibi anlamlı işlerle uğraşamazken; mavi yaka da atölyeye yalnızca bedenlerini getiriyor, beyinlerini fabrikanın dışarsında bırakıyor. Nitekim son yıllarda yapılan çalışan memnuniyeti anket sonuçlarını incelediğimizde mavi yakada memnuniyetsizliğin gittikçe arttığını görüyoruz.
Yeri gelmişken belirtmekte yarar var. Bu sonuçlarda son dönemde mavi yakalı çalışanlara yönelik uygulanan insan kaynakları politikalarının da önemli bir etkisi bulunuyor. Özellikle Çin başta olmak üzere, rekabette yaşanan radikal gelişmeler, ülkemiz sanayicilerinin diğer maliyet kalemleri yanında özellikle işçilik maliyetlerine daha fazla dikkate almasına neden oldu. Bunun sonucunda mavi yaka çalışanlarına sağladıkları olanakları gözden geçirdiler ve ücret başta olmak üzere yan haklarda tasarrufa gidilmeye başlandı. Deneyimli ve ücreti yüksek operatörler, deneyimsiz ve geçici çalışan statüsünde çalışmayı kabul eden operatörlerle değiştirildi. Bazı firmalar bu stratejilerini daha kolay uygulayabilmek için taşeron kullanmaya ağırlık verdiler.
İş yaşamında yaşanan bu değişim, doğal olarak mavi yaka ile doğrudan temas halinde olan genç mühendisleri de olumsuz etkiledi. Daha mutsuz, güvensiz ve tepkisel olmaya başlayan mavi yakayı yönetmek, deneyimsiz mühendisler için artık zor bir hal aldı.
“Mutsuz, verimsiz bu genç mühendisleri yaşadıkları bu zorluklardan nasıl kurtarız?” sorusuna gelince...
Başta firma yetkililerine bazı görevler düşüyor. Herşeyden önce genç mühendisler için iyi bir oryantasyon süreci tasarlanmalı. Bu sürecin ardından şirket içindeki deneyimli mühendisler, genç mühendislere bir yıl boyunca koçluk yapmalı. Diğer yandan mavi yaka insan kaynakları uygulamaları iyileştirilerek mühendisler için daha sağlıklı bir çalışma ortamı sunulmalı. Genç mühendisler başta liderlik olmak üzere temel eğitim programına tabii tutulmalı.
Firma genç mühendislere bu olanakları sağlarken, genç mühendisler de “mühendis olma” sürecinde kendine düşen görevleri yerine getirmeli.
Genç mühendisler ilk önce yöneticisinin rolünü, kendi rolünü, postabaşı ve operatörünün rolünü kafasında oturtmalı. Ondan sonra, bu rollerin diğerleri tarafından kavranmasını sağlamalı ve karşılıklı olarak ilişkilerde dikkat edilmesi gereken davranışları ortaya koymalı. Diğer bir deyişle, onları adam yerine koymalı, onların da kendisini önce adam ondan sonra Mühendis olarak görmesini sağlamalı.
Daha sonra birlikte öğrenme sürecini başlatmalılar. Pratik teknik becerileri genç mühendisler postabaşı ve operatörlerden öğrenmeli; mühendisler de planlama, izleme, analiz etme gibi analitik becerileri mavi yaka çalışanlara kazandırmalı.
Ülkemiz sanayinin rekabetçi konumu sürdürebilmesi için genç mühendislerine sahip çıkması ve onalara destek olması gerektiğini tekrar vurgulamak istiyorum. Çünkü bu mühendisler iyi bir noktaya gelmeden üretimde verimliliği, kaliteyi ve hızı yakalamamız mümkün olmayacaktır.

Hiç yorum yok: